İnsan değişik dönemlerden, zorluklardan ve hayatın heyecanından geçiyor. Bazen birini kaybetmenin acısı, bazen işte olan sıkıntılar, hatta bazen pandemiler… Bunların ötesinde, modumuzu belirleyen şeylere bakacak olursak zaten çevreden direkt etkileniyoruz. Hava durumu, sıcaklık, beslenmemiz çevresel etkenler. Yaşam tarzımız, sosyal ilişkilerimiz gibi diğer etkenler de modumuza katkıda bulunuyor. Peki nedir bu dönemsel depresyon? Öncelikle depresyon tiplerinden bahsetmek istiyorum:
1. Major Depresyon
2. Mevsimsel Depresyon
3. Distimi
4. Siklotimi
5. Bipolar Bozukluk
6. Psikotik Depresyon
7. Anksiyöz Depresyon
Major Depresyon
Bir kişinin major depresyon teşhisi alabilmesi için Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından belirlenmiş kriterlere göre belirli semptomları deneyimlemesi gerekir. Bu kriterler, DSM-5 (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fifth Edition – Ruh Sağlığı Bozukluklarının Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı, Beşinci Baskı) adlı kılavuzda yer almaktadır. DSM-5’e göre, major depresyon teşhisi alabilmek için en az iki hafta boyunca süren ve kişinin işlevselliğini ciddi şekilde etkileyen en az beş belirtinin varlığı gerekmektedir. Bu belirtiler şunlar olabilir:
- Sürekli Düşük Ruh Hali (Depresif Duygu Durumu): Çoğu gün, çoğu zaman düşük bir ruh hali içinde olmak.
- İlgi veya Zevk Kaybı: Günlük aktivitelerden, hobilerden veya diğer keyif veren şeylerden zevk alamamak.
- Ağırlaşmış Enerji Seviyeleri: Halsizlik, enerji kaybı ve sürekli yorgunluk hissi.
- Uyku Bozukluğu: İnsomni (uyuyamama) veya hipersomni (aşırı uyuma) gibi uyku düzeninde belirgin değişiklikler.
- İştah Değişiklikleri: Ağırlık kaybı veya kilo alımı, iştah düzeninde belirgin değişiklikler.
- Hareketlilik Değişiklikleri: Hareketlerde yavaşlama veya ajitasyon (huzursuzluk ve hızlı hareket) gibi belirgin değişiklikler.
- Düşünce ve Odaklanma Sorunları: Karar vermede zorluk, odaklanma güçlüğü ve bilişsel işlevlerde azalma.
- Değersizlik veya Suçluluk Duyguları: Kendi değersizlik hissi, suçluluk duyguları veya aşırı suçluluk hissi.
- Ölüm veya İntihar Düşünceleri: Ölüm veya intihar düşünceleri, planları veya intihar girişimleri.
Distimi
Distimi, uzun süreli bir depresyon türüdür ve bu durumun belirtileri daha hafif olmasına rağmen daha uzun süre devam eder. DSM-5’e göre (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fifth Edition – Ruh Sağlığı Bozukluklarının Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı, Beşinci Baskı), distimi tanısı için aşağıdaki kriterlere uygun belirtilerin en az iki yıl süreyle devam etmiş olması gerekmektedir:
- Sürekli Düşük Ruh Hali: Çoğu gün, çoğu zaman düşük bir ruh hali içinde olmak.
- En Az İki Yıl Süreyle Belirtiler: Belirtiler, en az iki yıl boyunca devam etmelidir. Bu süre boyunca belirtilerin kesintisiz bir şekilde var olması önemlidir.
- Belirtilerin Şiddeti: Distimi belirtileri genellikle major depresyon belirtilerine benzer, ancak daha hafif olabilir. Ancak bu hafiflik, belirtilerin sosyal, mesleki veya kişisel işlevsellik üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı anlamına gelmez.
Siklotimi
Siklotimi, bipolar bozukluk spektrumundaki bir durumdur ve bipolar II bozukluk ile benzer belirtilere sahiptir. Ancak, siklotimi belirtileri daha hafif olup, manik veya depresif ataklar daha kısa sürelidir. DSM-5’e göre (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fifth Edition – Ruh Sağlığı Bozukluklarının Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı, Beşinci Baskı), siklotimi tanısı için aşağıdaki kriterlere uygun belirtilerin en az iki yıl süreyle devam etmiş olması gerekmektedir:
- Siklotimik Dönemler: En az iki yıl boyunca devam eden sürekli hipomani (yükselmiş bir ruh hali) ve distimi (düşük ruh hali) dönemleri. Bu dönemlerde belirtiler bipolar bozukluktaki manik ve depresif dönemlere benzer, ancak daha hafiftir.
- Belirtilerin Kesintisiz Olması: Siklotimik belirtiler kesintisiz olmalı, yani bu süre zarfında hiçbir hipomani, mani, majör depresyon veya distimi epizodları olmamalıdır.
- Belirtilerin İşlevselliği Etkilemesi: Siklotimik belirtiler, kişinin sosyal, mesleki veya kişisel işlevselliğini etkilemelidir.
Bipolar Bozukluk
Bipolar bozukluk, mani veya hipomani ataklar ile majör depresyon ataklarını içeren bir ruh sağlığı bozukluğudur. DSM-5’e göre (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fifth Edition – Ruh Sağlığı Bozukluklarının Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı, Beşinci Baskı), bipolar bozukluğun tanısı için belirli kriterler bulunmaktadır. Bu kriterler, bir kişinin yaşadığı belirtiler, atakların süresi ve şiddeti üzerine odaklanır. Bipolar bozukluğun üç ana türü vardır: Bipolar I, Bipolar II ve Siklotimi.
Bipolar I Bozukluk Tanı Kriterleri:
- Manik Ataklar: En az bir manik atak yaşanmış olmalıdır. Manik ataklar, yüksek enerji seviyeleri, azalmış uyku ihtiyacı, artmış konuşma hızı, aşırı özgüven, düşünce bozuklukları gibi belirtilerle karakterizedir.
- Majör Depresyon Atakları: Manik ataktan önce veya sonra, bir veya daha fazla majör depresyon atakları yaşanmış olmalıdır.
Bipolar II Bozukluk Tanı Kriterleri:
- Hipomani ve Majör Depresyon Atakları: En az bir hipomani atak ve en az bir majör depresyon atak yaşanmış olmalıdır. Hipomani, mani ataklar kadar şiddetli olmayan, ancak normalden daha yüksek bir enerji seviyesi ve artmış aktivite içeren bir durumdur.
Psikotik Depresyon
Depresyon belirtilerine ek, psikotik semptomların varlığıdır. Bunlar referans hezeyanlar, zarar görme düşüncesi, halüsinasyonlar olabilir.
Anksiyöz Depresyon
Depresyon belirtilerine ek, anksiyetenin de varlığı. Çok sık görülür ve depresyonun kronikleşmesine sebep olabilir.
Mevsimsel/Dönemsel Depresyon
Dönemsel depresyon, tanı kriterlerini tam olarak karşılamayan major depresyondur denebilir. Önemli olan, bulguların kısa süreli olması yani bir olaya veya duruma bağlı olması ve major depresyon kadar ağır olmamasıdır. Bu durumlara örnek vermek gerekirse; yas dönemi, sonbahar ayları, tekdüze günler, kısa süreli bir stres olabilir.
Sadece hava kapalı diye, sınava hazırlanılıyor diye de insanın modu düşebilir. Önemli nokta, bu mod düşüklüğünün uzun sürmemesi. Problem ortadan kalktıktan sonra bulgular kaybolacaktır. Ancak bazı travmatik durumlarda kişiler yaslarını da tutamazsa, olayın üzerine konuşamazsa yani içine atarsa da depresyon kronikleşebilir; hatta travma sonrası stres bozukluğu ortaya çıkabilir. İnsanlar dertlerini paylaşarak rahatlar. Bunun arkasında anlaşıldığını hissetme, tek sorun yaşayanın kendisi olmadığını bilme, sorunlarına çözüm bulunması yatar. Ancak bazen, özellikle de gurbetteki kişiler, yalnız kalabilir ve dertleşecek insan bulamazlar. Bu ve diğer durumlarda benim bazı önerilerim var:
1. Sevdiklerinizle düzenli olarak telefonda görüşün.
Bağları koparmamak, aidiyet duygusunu hissetmek insanın değerli hissetmesini sağlar.
2. Günlük tutun.
Sadece ifade etmek, satırlara dökmek inanılmaz etki gösterecektir.
3. Nefes egzersizi yapın.
Bedenin kendini yenilemesi, yeterli oksijene bağlıdır. Nefes egzersizlerinin iyi gelmediği hastalık yoktur.
4. Evcil hayvanınızla konuşun.
Konuşuyor olmak, içinizden sorunların atılmasını sağlar. “Bu yaşadıklarım beni üzüyor ve yoruyor. Ancak mutlaka düzeleceğim. Bu durumu kabulleniyor ve sabır gösteriyorum.” demek, suçluluğun da önüne geçer, olayın kabullenilmesini de sağlar.
5. Spor yapın!
Enerji harcamak, ter dökmek sıkıntıları atlatmaya yardımcı olur. Bu hem içinizdeki dertlerin tere ve gözyaşına dönüşüp akması gibidir, hem de gerginliği fiziksel şekilde harcamayı sağlar.
6. Sağlığınıza dikkat edin!
Depresyon yatkınlığını artıran bazı hastalıklar vardır. Tiroidlerin iyi çalışmaması, vitamin/mineral eksiklikleri, engellilik durumları, tekdüze beslenme gibi. Her şeyden önce fiziksel sağlığınızın iyi olduğundan emin olun.
7. Kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklardan uzak durun!
Modunuz düştüğünde alkole veya sigaraya sarılmak o an sizi rahatlatıyor olabilir. Ancak uzun dönemde bu maddeler olmadan iyi hissedememeye başlarsınız. Tolerans da geliştiğinden, git gide bu maddelere bağımlı hale gelirsiniz ve durumunuz çok daha kötü olur. Bunlar madde ve sigara olabileceği gibi aşırı yemek, aşırı spor, bilgisayar oyunları, alışveriş bağımlılığı da olabilir. Ne yaparsanız yapın, mutlaka dengeli yapın.
8. Mutlaka hobileriniz olsun.
Bu dünyaya neden geldiniz? Para kazanmak, sonra da kazandığınız parayla işe gitmek için değil herhalde. Hobileriniz olsun. Sanatla ilginenin, gezin, tatil yapın.
9. Yeterli uyku uyuyor musunuz?
Binlerce araştırma gösteriyor ki, yeterli uyumamak beyin fonksiyonlarını kötü etkiliyor. Alzheimer yatkınlığı, bozuk yeme davranışları ve hatta bağımlılıklara kapı açıyor. Sosyal ilişkilerde bozulmalar, strese dayanıklılığın azalması ve hatta bağışıklık düşüklüğüne sebep oluyor. O yüzden en önemli şeyiniz uykunuz olsun. Almanlar’dan örnek vermek istiyorum. Onların kültüründe çalışmak çok önemlidir. Ama bu disiplini ancak iyi dinlenerek sağlarlar. Akla karayı karıştırmayın, dinlenin!
10. İlaçlar?
Depresyon ağır değilse, dönemselse, psikoterapiyle çözüm bulunabiliyorsa ilaç kullanımına gerek olmayabilir. İlaç da aslında maddedir, bir alışkanlık ve tolerans gelişir. Ancak ilaç kullanmak bazen gerçekten gerekebilir. Kişi intihara meyilliyse, bir türlü modunu yükseltemiyorsa bir psikiyatri uzmanının uygun görmesiyle ilaç kullanmaya başlayabilir. Benim şahsi önerim, belirtiler hafifken bitkisel destekler kullanmak, ağırlaşırsa da mutlaka ilaca başlamak. İlaçlar da ilk halleriyle aslında bitkisel ekstrelerdir. Yapay dediğimiz şeyler de doğallardan elde edilir.
Modunuza destek olacak ürün örnekleri:
a) Sarı Kantaron Ekstresi
b) Gingko Biloba
c) Omega-3
d) vitD
e) Çinko
f) Magnezyum
g) Krill Yağı
h) Kediotu Kökü
Aromaterapi, ortamın havalandırılması, temiz giyinmek… Kısacası hayat kalitesi de çok önemli. Iyi giyinin, kendinize bakım yapın ve iyi beslenin. Kötü olaylar yaşanan ortamları arındırın, tütsü yakın, temizlik yapın. Geçmişi bazen geçmişte bırakmak gerekir, hatta çoğunlukla!
Modunuzun yüksek, zorluklara direnç gücünüzün olduğu ve sağlam karakterinizle harika bir hayat diliyorum! Kendinize iyi bakın, uzmanlar dışında tavsiye kabul etmeyin.