Kaçıngan Yeme Bozukluğu, kişinin kilo alma, vücut şeklini ve ağırlığını koruma isteğinden dolayı normalden çok daha az yemek yemesi veya hiç yemek yememesi durumunu ifade eder. Bu bozukluğa sahip kişiler, yemeğin miktarını ve kalitesini kontrol etmek için çeşitli stratejiler kullanabilirler. Bu stratejiler arasında yemek yeme sıklığını azaltmak, öğünleri atlamak, küçük porsiyonlarla yetinmek, belirli besin gruplarını tamamen ortadan kaldırmak veya aşırı egzersiz yapmak gibi davranışlar yer alabilir.
Kaçıngan Yeme Bozukluğu, genellikle kişinin kendine olan güvensizliği, vücut imajı bozukluğu ve yeme alışkanlıklarıyla ilişkilendirilir. Bu bozukluk, kişinin genellikle normal kilosunun çok altında olmasına ve sağlık sorunlarına neden olabilecek ciddi bir beslenme bozukluğudur.
Kaçıngan Yeme Bozukluğu, anoreksiya nervoza ve bulimiya nervoza gibi diğer yeme bozukluklarından farklıdır. Anoreksiya nervoza genellikle aşırı zayıflıkla karakterizedir ve kişi aşırı derecede az yemek yemekten kaçınırken, bulimiya nervoza, aşırı yemek yeme nöbetleri ve ardından kendini temizleme davranışları (kusma, laksatif kullanımı, aşırı egzersiz gibi) ile belirgindir. Kaçıngan Yeme Bozukluğu ise genellikle yemek miktarını azaltmak veya hiç yememek üzerine odaklanır.
Etyoloji
Kaçıngan Yeme Bozukluğu genellikle genç kadınlar arasında daha sık görülür, ancak erkeklerde ve her yaş grubundaki kişilerde de görülebilir. Bu bozukluk, toplumun vücut şekli ve ağırlığına ilişkin idealize edilmiş standartlarıyla mücadele eden bireylerde daha yaygın olarak ortaya çıkar. Kaçıngan Yeme Bozukluğu olan kişiler genellikle mükemmeliyetçi, düzenli ve kontrolcü kişilik özelliklerine sahip olabilirler.
Kaçıngan Yeme Bozukluğunun nedenleri karmaşıktır ve birden çok faktör etkili olabilir. Bu faktörler arasında psikolojik, sosyal, genetik ve biyolojik etkenler bulunabilir. Bazı yaygın olarak kabul edilen nedenler şunlardır:
- Genetik Faktörler: Aile geçmişinde yeme bozuklukları olan bireylerde kaçıngan yeme bozukluğu gelişme riski daha yüksektir. Genetik faktörlerin belirli kişilik özellikleriyle ve beyin kimyasıyla ilişkili olabileceği düşünülmektedir.
- Psikolojik Faktörler: Düşük özsaygı, mükemmeliyetçilik, düzenlilik ve kontrol kaygısı gibi psikolojik faktörler kaçıngan yeme bozukluğunun gelişiminde rol oynayabilir. Travmatik deneyimler, stresli yaşam olayları ve ruhsal sağlık sorunları da risk faktörleri olabilir.
- Sosyal Faktörler: Toplumsal baskılar, medyanın idealize ettiği vücut tipiyle ilgili standartlar, aile dinamikleri, akran baskısı ve kültürel normlar kaçıngan yeme bozukluğunun gelişiminde etkili olabilir.
- Biyo-psikososyal Etkileşim: Kaçıngan yeme bozukluğu, genetik yatkınlık ile çevresel etkileşimin sonucu olarak ortaya çıkabilir. Biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucunda bu bozukluğun gelişimi tetiklenebilir.
Tanı Kriterleri
Kaçıngan Yeme Bozukluğu tanı kriterleri, genellikle Amerikan Psikiyatri Birliği’nin (APA) “Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı” (DSM-5) veya Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) “Hastalıkların Uluslararası Sınıflaması” (ICD-10) gibi tanı kılavuzlarında belirtilmiştir. İşte DSM-5’e göre Kaçıngan Yeme Bozukluğu tanı kriterleri:
- Belirgin enerji alımının sınırlanması: Belirli bir dönem boyunca enerji alımının sınırlanması veya küçük miktarlarda yemek yeme ile karakterizedir. Bu durum, bireyin yaş, cinsiyet, gelişim düzeyi ve fiziksel sağlık durumu gibi faktörlere uygun olmayacak derecede az yemek yemesiyle belirgindir.
- Belirgin kilo kaybı veya kilo alma engeli: Bireyde, yaş, boy, cinsiyet ve fizyolojik gelişimle uyumlu olmayacak derecede belirgin kilo kaybı veya kilo alma engeli bulunur. Bu, genellikle vücut kitle indeksinin (VKİ) normal aralıktan düşük olması veya ideal olmaktan uzak olmasıyla belirtilir.
- Kilo alma veya kilo koruma korkusu: Birey, kilo almak veya kilo korumak için sürekli endişe duyar veya korkar. Bu korku, vücut şekli veya boyutuyla ilgili aşırı endişe veya düşük özsaygı ile ilişkilidir.
- Vücut şekli veya boyutu ile aşırı endişe: Birey, vücut şekli veya boyutu ile aşırı endişe duyar. Kendi vücut algısında genellikle gerçek dışı bir algı vardır ve vücutları hakkındaki endişeleri abartılıdır.
Bu tanı kriterlerine uygun olmayan durumlarda, bireyin yaşamında önemli işlevsellik bozulması, diğer psikiyatrik bozuklukların varlığı veya tıbbi sorunların belirtileri de dikkate alınabilir. Bu nedenle, kaçıngan yeme bozukluğu tanısı koymak için dikkatli bir klinik değerlendirme ve tam bir değerlendirme gereklidir.
Tedavisi
Kaçıngan Yeme Bozukluğu tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve genellikle birkaç farklı uzmanın katılımını içerir. Tedavi planı genellikle bireyselleştirilir ve kişinin belirli ihtiyaçlarına, semptomlarına ve yaşam koşullarına uygun olarak düzenlenir. Kaçıngan Yeme Bozukluğunun tedavisinde kullanılan yaygın yaklaşımlar şunlardır:
- Psikoterapi (Konuşma Terapisi): Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Aile Terapisi gibi psikoterapi teknikleri, kaçıngan yeme bozukluğunun tedavisinde etkili olabilir. BDT, kişinin yanlış inançlarını ve davranışlarını tanımasına ve değiştirmesine yardımcı olurken, aile terapisi aile dinamiklerini anlamalarına ve destek vermelerine yardımcı olabilir.
- Beslenme Tedavisi: Beslenme uzmanları, sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni oluşturmak için bireye rehberlik ederler. Bu, yeme alışkanlıklarını yeniden düzenlemeyi, besin eksikliklerini telafi etmeyi ve sağlıklı kilo alımını teşvik etmeyi içerebilir.
- Tıbbi Değerlendirme ve Tedavi: Kaçıngan yeme bozukluğu olan bireyler sıklıkla tıbbi sorunlarla karşılaşabilirler, bu nedenle bir tıbbi değerlendirme önemlidir. Tıbbi problemler tanımlandığında, uygun tıbbi tedavi sağlanabilir.
- Destek Grupları: Destek grupları, kaçıngan yeme bozukluğu olan bireylere moral, destek ve güvenli bir ortam sağlar. Diğer insanlarla benzer deneyimleri paylaşmak, iyileşme sürecinde önemli bir rol oynayabilir.
- İlaç Tedavisi: Psikiyatrik belirtilerle birlikte olan kaçıngan yeme bozukluğunda, bazen antidepresanlar, anksiyolitikler veya diğer psikotropik ilaçlar reçete edilebilir. Bu ilaçlar, semptomları yönetmede yardımcı olabilirler.
- Akupunktur: Birçok hastalık ve psikolojik durumda iyi geldiği gibi, bu hastalıkta da fayda gösteren modaliteleri mevcuttur.
Kaçıngan yeme bozukluğu tedavisi uzun vadeli bir süreç olabilir ve kişinin iyileşme sürecinde istikrarlı bir destek sağlanması önemlidir. Tedaviye erken başlamak, uzun vadeli sonuçları iyileştirebilir ve komplikasyon riskini azaltabilir.
İlgili Araştırma ve Makaleler
https://www.alpha-psychiatry.com/Content/files/sayilar/134/97-104.pdf
https://dergipark.org.tr/en/pub/cukurovatip/issue/81544/1383684
https://dergipark.org.tr/en/pub/fbujoss/issue/70817/1116892
https://www.ceeol.com/search/article-detail?id=914921
https://dergipark.org.tr/en/pub/bagimli/issue/75613/1204297
https://www.academia.edu/download/40021975/bulumia.pdf