Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
Fitoterapi

Osteoporoz(Kemik Erimesi)

Osteoporoz, kemiklerin yoğunluğunun azalması ve kemiklerin yapısının zayıflamasıyla karakterize edilen bir kemik hastalığıdır. Bu durum, kemiklerin kırılganlığını artırır ve kırık riskini artırır. Normalde kemik dokusu, sürekli olarak yenilenir, eski dokular parçalanır ve yenisiyle değiştirilir. Ancak osteoporozda, kemik yıkımı kemik oluşumunu aşar ve kemik yoğunluğu azalır.

Osteoporoz, genellikle ilerleyen yaşla birlikte ortaya çıkar, ancak hormonal değişiklikler, beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite eksikliği ve genetik faktörler gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. Kadınlarda, menopoz sonrasında östrojen seviyelerinin düşmesi, kemik yoğunluğunun azalmasına yol açabilir ve osteoporoz riskini artırır.

Osteoporoz genellikle belirti vermez ve “sessiz” bir hastalık olarak bilinir. Ancak kemik kırıkları, özellikle de kalça, omurga ve bilek kırıkları gibi, osteoporozun bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Önleme ve tedavi için, düzenli egzersiz yapmak, dengeli bir diyet benimsemek (özellikle kalsiyum ve D vitamini alımına dikkat etmek), sigara içmemek, aşırı alkol tüketmemek ve düşme riskini azaltmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri önerilir. Tedavide, kemik yoğunluğunu artırmak için ilaçlar da kullanılabilir.

Osteoporozun Tipleri

  1. Primer Osteoporoz: Primer osteoporoz, kemik yoğunluğunun azalmasının temel nedeninin bilinmediği durumlarda ortaya çıkar. İki alt tipi vardır:
    • Postmenopozal Osteoporoz: Bu tip osteoporoz, kadınlarda menopoz sonrasında ortaya çıkar ve östrojen seviyelerinin düşmesiyle ilişkilidir.
    • Yaşa Bağlı Osteoporoz: Yaşa bağlı osteoporoz, yaşlanmayla ilişkili doğal bir süreçtir. Yaşla birlikte kemik yoğunluğu azalır ve kemik kırıkları riski artar.
  2. Sekonder Osteoporoz: Sekonder osteoporoz, başka bir sağlık durumu veya dış faktörlerin (ilaçlar, hormonal değişiklikler, beslenme bozuklukları, hareketsiz yaşam tarzı gibi) kemik yoğunluğunu etkilemesi sonucunda ortaya çıkar. Örneğin, uzun süreli kortikosteroid kullanımı, tiroid hormonunun aşırı üretimi veya alkolizm gibi durumlar sekonder osteoporoz riskini artırabilir.
  3. Miks Osteoporoz: Risk durumlarının farklı oranlarda kombinasyonlarıyla ortaya çıkan osteoporozdur. Mesela hem kötü beslenme, hem aile yatkınlığının bir arada olması gibi.

Tanı Kriterleri

  1. Klinik Değerlendirme: Hastanın tıbbi geçmişi, yaşam tarzı ve risk faktörleri göz önünde bulundurulur. Özellikle osteoporoz için risk faktörleri arasında ileri yaş, kadın cinsiyet, düşük vücut kitle indeksi, sigara içme, düşük kalsiyum ve D vitamini alımı, düşük fiziksel aktivite düzeyi, ailede osteoporoz öyküsü gibi faktörler bulunur.
  2. Kemik Mineral Yoğunluğu (KMY) Ölçümü: Kemik mineral yoğunluğu, osteoporoz tanısında kritik bir parametredir. Genellikle dual enerji X-ışını absorbsiyometrisi (DXA) adı verilen bir yöntemle ölçülür. KMY değerleri T skorları olarak raporlanır. WHO’nun tanımına göre:
    • Normal: T skoru -1 ve üzeri.
    • Osteopeni (kemik yoğunluğu düşüklüğü): T skoru -1 ile -2.5 arasında.
    • Osteoporoz: T skoru -2.5 ve altı.
    • Ağır osteoporoz: T skoru -2.5 ve altı ile birlikte kırık öyküsü varsa.
  3. Laboratuvar Testleri: Kemik metabolizması üzerindeki bazı belirteçlerin (örneğin, serum kalsiyum, fosfor, D vitamini düzeyleri) değerlendirilmesi de osteoporoz tanısında yardımcı olabilir. Bununla birlikte, bu testler genellikle tanıyı doğrulamak veya diğer kemik hastalıklarını dışlamak için yapılır.

Tiplere Göre Osteoporozu Başlatan Etkenler

  1. Postmenopozal Osteoporoz:
    • Östrojen Azalması: Kadınlarda menopoz sonrasında östrojen hormonu seviyelerinin azalması, kemik kaybını hızlandırabilir ve postmenopozal osteoporoz gelişimine katkıda bulunabilir.
    • Genetik Faktörler: Aile öyküsünde osteoporoz öyküsü olan kişilerde, genetik faktörlerin rolü daha belirgin olabilir.
    • Yaşlanma: Yaşla birlikte kemik yoğunluğu doğal olarak azalır ve postmenopozal dönemde bu durum daha belirgin hale gelir.
  2. Yaşa Bağlı Osteoporoz:
    • Genetik Faktörler: Ailede osteoporoz öyküsü olan kişilerde yaşa bağlı osteoporoz riski artabilir.
    • Hormonal Değişiklikler: Hormon seviyelerindeki değişiklikler, yaşa bağlı osteoporozun gelişiminde rol oynayabilir.
    • Beslenme ve Fiziksel Aktivite: Yetersiz beslenme, kalsiyum ve D vitamini eksikliği ile düşük fiziksel aktivite seviyeleri yaşa bağlı osteoporoz riskini artırabilir.
  3. Sekonder Osteoporoz:
    • İlaçlar: Uzun süreli kortikosteroid veya antikonvülsan ilaç kullanımı osteoporoz riskini artırabilir.
    • Hormonal Değişiklikler: Tiroid hormonunun aşırı üretimi veya hiperparatiroidizm gibi hormonal bozukluklar kemik kaybına neden olabilir.
    • Beslenme Bozuklukları: Malabsorpsiyon sendromu gibi durumlar, kemiklerin yeterli besin maddelerini emme yeteneğini azaltarak osteoporoz riskini artırabilir.
    • Diğer Sağlık Durumları: Romatoid artrit, kronik böbrek hastalığı veya kemik iliği hastalığı gibi bazı sağlık durumları da sekonder osteoporoz riskini artırabilir.

!!! Yaşlılık, yetersiz ve dengesiz beslenme, aile öyküsü, osteoporu hızlandıran faktörlere maruziyet, patolojik kırık hikayesi ve ince vücutlu kişilerin yılda 1 kez DXA taraması yaptırması önerilir.

Tedavi Çeşitleri

  1. Postmenopozal Osteoporoz:
    • Hormon Değiştirme Tedavisi (HRT): Östrojen ve/veya progestin hormonları, postmenopozal osteoporozun tedavisinde kullanılabilir. Ancak HRT’nin yan etkileri ve riskleri olduğundan, doktorlarla riskler ve faydalar hakkında detaylı bir değerlendirme yapılmalıdır.
    • Kalsiyum ve D Vitamini Takviyeleri: Kalsiyum ve D vitamini takviyeleri, kemik sağlığını desteklemek için önemlidir.
    • Bisfosfonatlar: Bisfosfonatlar kemik kaybını yavaşlatarak kemik yoğunluğunu artırabilir. Alendronat, risedronat ve ibandronat gibi ilaçlar bu gruba dahildir.
    • Selektif Östrojen Rezeptör Modülatörleri (SERM’ler): SERM’ler, kemik kaybını önlemeye yardımcı olabilir. Raloksifen, osteoporoz tedavisinde kullanılan bir SERM örneğidir.
    • Monoklonal Antikorlar: Denosumab gibi monoklonal antikorlar, kemik kaybını azaltabilir ve osteoporozu tedavi etmek için kullanılabilir.
  2. Yaşa Bağlı Osteoporoz:
    • Kalsiyum ve D Vitamini Takviyeleri: Yaşa bağlı osteoporozun tedavisinde kalsiyum ve D vitamini takviyeleri önerilebilir.
    • Egzersiz: Düzenli egzersiz, kemik sağlığını desteklemeye ve kemik kaybını önlemeye yardımcı olabilir.
    • Bisfosfonatlar, SERM’ler ve Monoklonal Antikorlar: Yaşa bağlı osteoporozda, postmenopozal osteoporozda olduğu gibi bu ilaçlar da kullanılabilir. Dikkate alınması gereken şey, bu ilaçların kemiklerde 10 yıla kadar birikebildiği ve yumurta hücrelerini etkileyebildiğidir. Mutlaka kar-zarar durumu düşünülerek başlanmalıdır.
  3. Sekonder Osteoporoz:
    • Temel Nedenin Tedavisi: Sekonder osteoporozun temel nedeni olan sağlık durumu veya etkenin tedavisi önemlidir. Örneğin, kortikosteroid kullanımına bağlı osteoporozda, kortikosteroid dozunun azaltılması veya alternatif tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi gerekebilir.
    • Kalsiyum ve D Vitamini Takviyeleri: Kalsiyum ve D vitamini takviyeleri, kemik sağlığını desteklemek için önemlidir.
    • Bisfosfonatlar, SERM’ler ve Monoklonal Antikorlar: Sekonder osteoporozun tedavisinde, temel osteoporoz tedavisi prensipleri kullanılabilir. Ancak tedavi planı, altta yatan sağlık durumuna ve ilgili risk faktörlerine göre kişiselleştirilmelidir.

!!! VitD olmadan kalsiyum barsaklardan emilemez. Bu sebeple tek başına kalsiyum takviyesi veya bol kalsiyum kaynağı tüketimi durumu düzeltmeyecektir. Aksine, örneğin böbrek taşlarına sebep olabilir, vücuttaki karşılanmamış kalsiyum.

Tedavide Yardımcı Fitoterapötik Gıdalar

  1. Kalsiyum: Kemiklerin yapı taşı olan kalsiyumun yeterli alımı kemik sağlığı için önemlidir. Süt ve süt ürünleri, badem, fındık, tohumlar, susam, kaju, yeşil yapraklı sebzeler gibi kalsiyum açısından zengin gıdalar tüketmek önemlidir. Ayrıca kalsiyum takviyeleri de alınabilir, ancak bunları almadan önce bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.
  2. D Vitamini: D vitamini, kalsiyumun kemiklere emilimini artırır ve kemik sağlığını destekler. Güneş ışığından ve bazı gıdalardan (balık yağı, somon, sardalya gibi) D vitamini alınabilir. D vitamini eksikliği durumunda takviye almak gerekebilir, ancak bunun için bir doktora danışmak önemlidir.
  3. Magnezyum: Magnezyum, kemik sağlığında önemli bir rol oynar ve kalsiyumun kemiklere yerleşimini destekler. Fındık, tohumlar, koyu yapraklı yeşil sebzeler, tam tahıllar gibi magnezyum açısından zengin gıdalar tüketmek önemlidir.
  4. K2 Vitamini: K2 vitamini, kalsiyumun kemikler tarafından kullanılmasına yardımcı olur ve kemik mineralizasyonunu destekler. Fermente gıdalarda bulunur, özellikle natto (fermente soya fasulyesi) K2 vitamini bakımından zengindir. K2 vitamini takviyeleri de bulunmaktadır.
  5. Kollajen: Kollajen, kemiklerin, eklemlerin ve bağ dokularının yapı taşıdır. Kollajen takviyeleri, kemik sağlığını desteklemeye yardımcı olabilir. Kemik suyu gibi kollajen içeren gıdalar da tüketilebilir.
  6. Yeşil Çay: Yeşil çay, antioksidan özelliklere sahiptir ve kemik sağlığını destekleyebilir. Araştırmalar, yeşil çay tüketiminin kemik yoğunluğunu artırabileceğini göstermektedir.
  7. Zerdeçal: Zerdeçalın içindeki aktif bileşen olan kurkumin, anti-enflamatuar özelliklere sahiptir ve kemik sağlığını destekleyebilir. Ancak, kurkuminin emilimi düşüktür, bu nedenle siyah biber gibi bir yağ ve karabiberle tüketmek emilimini artırabilir.
  8. İğde Çekirdeği Tozu: Kemik yıkımını azalttığına dair bazı çalışmalar mevcuttur. Ayrıca kalsiyum da içerir.

Tüketilmesi Önerilmeyen Gıdalar

  1. Kafein: Çok fazla kafein tüketimi kalsiyum emilimini azaltabilir. Bu nedenle, aşırı kahve, çay veya kafeinli içecek tüketiminden kaçınılmalıdır.
  2. Tuzlu Yiyecekler: Yüksek tuz alımı kemik yoğunluğunu azaltabilir. İşlenmiş gıdalar, hazır çorbalar ve cips gibi tuzlu yiyeceklerden kaçınmak önemlidir.
  3. Alkol: Aşırı alkol tüketimi kalsiyum emilimini etkileyebilir ve kemik kaybını artırabilir. Bu nedenle, alkol alımını sınırlamak önemlidir.
  4. Yüksek Asitli Gıdalar: Yüksek asitli gıdalar, vücutta asit oluşumunu artırabilir ve kemiklerin mineral yoğunluğunu azaltabilir. Bu tür gıdalara örnek olarak kola, turunçgiller ve bazı salata sosları verilebilir.
  5. Yüksek Proteinli Diyetler: Aşırı miktarda protein tüketimi kemik yoğunluğunu azaltabilir. Ancak, sağlıklı miktarda protein tüketmek önemlidir; dengeli bir diyet önemlidir.
  6. Şekerli ve Rafine Edilmiş Gıdalar: Şekerli gıdalar ve beyaz un gibi rafine edilmiş karbonhidratlar, kemik sağlığı için pek faydalı değildir. Bu tür gıdaları sınırlamak veya mümkünse kaçınmak faydalı olabilir.

Osteoporozda Prognoz

Osteoporozun prognozu, bir dizi faktöre bağlıdır ve hastadan hastaya değişebilir. Genel olarak, osteoporozun erken teşhisi ve uygun tedavi ile yönetilmesi, kemik kırıkları riskini azaltabilir ve yaşam kalitesini artırabilir. Ancak, osteoporozun ciddi komplikasyonlara yol açabilen bir hastalık olduğu unutulmamalıdır.

Osteoporozun prognozunu etkileyen bazı faktörler şunlardır:

  1. Yaş: Yaş ilerledikçe kemik yoğunluğu doğal olarak azalır, bu nedenle osteoporozun ilerleme riski artar.
  2. Kemik Yoğunluğu: Kemik yoğunluğu ne kadar düşükse, osteoporoz ile ilişkili kırık riski o kadar yüksektir.
  3. Hastanın Genel Sağlık Durumu: Osteoporoz ile ilişkili komplikasyon riski, hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Özellikle yaşlı hastalarda, osteoporozun kırık riski ve kırıkların iyileşme süreci diğer sağlık sorunlarına bağlı olarak daha karmaşık hale gelebilir.
  4. Cinsiyet: Kadınlarda menopoz sonrası dönemde östrojen seviyelerinin düşmesi, kemik yoğunluğunun hızla azalmasına ve osteoporoz riskinin artmasına neden olabilir.
  5. Kemik Kırığı Öyküsü: Daha önce bir kemik kırığı geçirmiş olan kişilerde, osteoporozun ilerlemesi ve tekrarlayan kırıkların riski artabilir.
  6. Tedavi Uyumu: Osteoporozun yönetimi için düzenli olarak ilaç almak, uygun beslenme alışkanlıklarını sürdürmek ve düzenli egzersiz yapmak önemlidir. Tedaviye uyumun eksik olması, osteoporozun ilerlemesi ve kırık riskinin artmasıyla ilişkilendirilebilir.

!!! Osteoporoza bağlı ölümlerde en sık neden kalça kırığından meydana gelen kanamalardır. Yaşlıların yalnız bırakılmaması çok önemlidir.

İlgili Araştırma ve Makaleler

https://cms.turkosteoporozdergisi.org/Uploads/Article_5784/100-109.pdf

https://dergipark.org.tr/en/pub/lectiosc/issue/47028/591050

https://search.ebscohost.com/login.aspx?direct=true&profile=ehost&scope=site&authtype=crawler&jrnl=13002945&asa=Y&AN=46816660&h=QOjfEN64Gfo2VCsNGUZXQdTUrnQ0suA4tDNLkkUI%2FAd7bSKg0k4Y%2BJ9Dx9UbhDgZk8X648Sb9L3bik2EWDa42w%3D%3D&crl=c

https://www.ftrdergisi.com/pdf.php?id=2837

https://turkosteoporozdergisi.org/archives/archive-detail/article-preview/osteoporoz-egitim-durumu-ve-farkindalik-dzeyi-aras/5727

https://dergipark.org.tr/en/pub/dicletip/issue/4689/63932

https://www.ftrdergisi.com/pdf.php?id=2679

https://www.tkb.dergisi.org/summary.php3?id=53

https://www.ftrdergisi.com/pdf.php?&id=2747

https://search.ebscohost.com/login.aspx?direct=true&profile=ehost&scope=site&authtype=crawler&jrnl=21463816&AN=61979599&h=4BB1N%2FXxn4439LfurMgqRyz4IiqOMMiGuGkrgUSZBPJTghDzQbJCK5FhQ68BWVtex8LeQoByCo8y9O%2F0X%2BX5sA%3D%3D&crl=c

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu