Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
Diyet ve Beslenme

Su Ne Kadar İçilmeli?

Su Nedir?

“su”, temel bir kimyasal bileşendir ve yaşam için temel bir gerekliliktir. Kimyasal formülü H2O’dir, yani bir hidrojen atomu ve iki oksijen atomunun birleşimiyle oluşur. Su, sıvı, katı ve gaz halinde bulunabilir ve dünya üzerindeki yaşamın devamı için hayati öneme sahiptir. Canlı organizmaların hücresel yapılarının ve metabolizma süreçlerinin önemli bir parçasıdır. Ayrıca kimyasal reaksiyonlarda bir çözücü olarak da kullanılır ve birçok endüstriyel ve evsel uygulamada temel bir bileşendir. Su aynı zamanda gezegenimizdeki ekosistemlerin ve iklimin düzenlenmesinde kritik bir rol oynar.

Suyun Tarihi

Dünya’nın suyu, gezegenin oluşumu sırasında çeşitli kaynaklardan meydana gelmiştir. Bilim insanları, Dünya’nın oluşumunu açıklamak için çeşitli teoriler öne sürmüşlerdir. Bunlardan biri, Güneş Sistemi’nin oluşumu sırasında, Güneş etrafında dönen gaz ve toz bulutunun bir parçası olarak Dünya’nın oluştuğu ve bu süreçte suyun da taşınmış olabileceği yönündedir.

Daha sonra, Dünya’nın yüzeyi soğumaya başladığında, buharlaşan su buharının atmosfere yükselerek, zamanla soğuyup yoğunlaşmasıyla yağmurlar meydana gelmiş olabilir. Bu yağmurlar, yüzeydeki çukurlar ve çukurlarla dolanak okyanuslar ve göller oluşturmuş olabilir.

Ayrıca, Dünya’nın iç kısmında bulunan volkanik aktiviteler de suyun oluşumunda rol oynamış olabilir. Volkanlar, içerisinde bulunan kayaları eriterek suyu serbest bırakabilirler. Bu süreçlerin kombinasyonu, Dünya’nın suyunun oluşumuna katkıda bulunmuş olabilir.

Bunlar, Dünya’nın suyunun oluşumu hakkında öne sürülen bazı teorilerdir; ancak, tam olarak nasıl meydana geldiği konusunda hala tartışmalar devam etmektedir.

Su molekül halde, H2O halinde yani distile formunda organizmalar için toksiktir. Suyun içine topraktan, denizlerden mineraller katıldığında kullanılabilir hale gelir. Vücut sıvılarının derişimini hızlıca azaltan etkide bulunur. Bu da su zehirlenmesinin hızlı boyutudur. Yani distile edilmiş, kimya laboratuvarı sudan bahsetmiyoruz. 🙂

İçme Suyunun İçeriği

  1. Su: İçme suyunun en temel bileşeni sudur. Temiz içme suyunun %100’ü saf su olmalıdır. Ancak suyun kaynağına ve arıtma işlemine bağlı olarak mineral içeriği değişebilir.
  2. Mineraller:
    • Kalsiyum (Ca): Kemik ve diş sağlığı için önemlidir. Ayrıca sinir iletimi ve kas fonksiyonu için gereklidir.
    • Magnezyum (Mg): Metabolizma, kas fonksiyonu, sinir sistemi ve kemik sağlığı için önemlidir.
    • Sodyum (Na): Vücuttaki sıvı dengesini düzenler. Fazla miktarda alınması kan basıncını artırabilir.
    • Potasyum (K): Kas fonksiyonu, sinir iletimi ve sıvı dengesi için gereklidir.
    • Demir (Fe): Kırmızı kan hücrelerinin yapımı için gereklidir.
  3. Mikroorganizmalar:
    • Bakteriler: Özellikle fekal kirlilikten kaynaklanabilen E. coli gibi bakteriler, içme suyu kalitesini etkileyen önemli bir faktördür.
    • Virüsler: Özellikle insan sağlığını tehdit eden virüsler, uygun arıtma süreçleriyle sudan uzaklaştırılmalıdır.
    • Protozoa: Örneğin, Giardia ve Cryptosporidium gibi protozoalar, suyun mikrobiyolojik kalitesini etkileyebilir.
  4. Kimyasal Bileşenler:
    • Klor (Cl): Su arıtımında dezenfeksiyon için yaygın olarak kullanılır. Ancak fazla miktarda alınması tada ve kokuya neden olabilir.
    • Florür (F): Diş sağlığını korumak için suya eklenen bir mineraldir. Ancak fazla miktarda alınması zararlı olabilir.
    • Arsenik (As): Doğal olarak bazı su kaynaklarında bulunabilir ve sağlık riski oluşturabilir.
  5. Organik Maddeler:
    • Bitki ve hayvan atıklarından kaynaklanan organik maddeler, sudaki tadı ve kokuyu etkileyebilir. Bu maddelerin bazıları potansiyel sağlık riskleri oluşturabilir.

Suyun Organizmalar İçin Önemi

Su içmenin birçok faydası vardır:

  1. Hidrasyon: Vücudun düzgün çalışması için önemlidir. Hidrasyon, cilt sağlığından sindirim sistemi işlevlerine kadar birçok önemli süreç için gereklidir.
  2. Vücut Fonksiyonlarına Destek: Su, hücrelerin ve dokuların sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlar. Sindirim, dolaşım, salgı bezleri ve diğer vücut sistemleri, suyun varlığıyla uyumlu bir şekilde çalışır.
  3. Cilt Sağlığı: Yeterli su alımı, cildin nem dengesini korumaya yardımcı olur. Bu da cildin daha sağlıklı, nemli ve parlak görünmesini sağlar.
  4. Zehirli Maddelerin Atılması: Su, böbreklerin ve idrar yoluyla vücuttan toksinleri atmasına yardımcı olur. İdrar yoluyla atılan atıkların düzenli olarak temizlenmesi, sağlıklı bir böbrek fonksiyonu için önemlidir.
  5. Egzersiz Performansını Artırır: Egzersiz sırasında vücuttan su kaybı yaşanır. Yeterli su alımı, performansı artırabilir, kas kramplarını önleyebilir ve iyileşmeyi hızlandırabilir.

Ancak, aşırı su içmenin bazı zararları da olabilir:

  1. Su Zehirlenmesi (Hiponatremi): Çok fazla su içmek, vücuttaki sodyum seviyelerinin düşmesine neden olabilir. Bu da su zehirlenmesi olarak bilinen ciddi bir duruma yol açabilir.
  2. Böbrek Problemleri: Aşırı miktarda su içmek, böbrekleri aşırı yükleyebilir ve böbrek fonksiyonlarında dengesizliklere neden olabilir.
  3. Elektrolit Dengesizliği: Aşırı su içmek, vücuttaki elektrolitlerin dengesini bozabilir. Bu da kas krampları, halsizlik ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir.
  4. Sık İdrar Yoluyla Elektrolit Kaybı: Aşırı su içmek, sık idrara çıkma yoluyla vücuttan potasyum ve diğer önemli minerallerin kaybına neden olabilir.

İnsanların günlük su tüketimi kişisel özelliklerine, yaşlarına, aktivite düzeylerine ve çevresel koşullara bağlı olarak değişebilir. Genel olarak, uzmanlar yetişkin bir insanın günde yaklaşık 2 ila 3 litre su içmesini önerirler. Ancak bu miktar, terleme, idrar çıkışı ve iklim gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Sıcak havalarda veya yoğun egzersiz yaptığınızda daha fazla su içmek gerekebilir. Sağlık uzmanları, susuzluk hissetmeden önce su içmeyi önerir, çünkü susuzluk belirtileri vücutta su eksikliği başladığında ortaya çıkar ve bu noktada su eksikliğini dengelemek daha zor olabilir.

Genel Bir Hesaplama Formulü

  1. Vücut Ağırlığına Göre: Vücut ağırlığının her kilogramı için belirli bir miktar su önerilir. Genellikle, her kilogram başına 30 ila 35 mililitre su önerilir.Örneğin, bir kişinin vücut ağırlığı 70 kilogram ise: 70 kg x 30 ml = 2100 ml (yaklaşık 2.1 litre)
  2. Aktivite Düzeyine Göre: Daha aktif bir yaşam tarzı olan kişiler daha fazla suya ihtiyaç duyabilirler. Egzersiz sırasında terleme yoluyla sıvı kaybı yaşanır, bu yüzden egzersiz yaparken daha fazla su içmek önemlidir.
  3. Çevresel Koşullara Göre: Sıcak hava veya yüksek nem gibi çevresel koşullar, vücudun daha fazla su kaybetmesine neden olabilir, bu yüzden bu koşullarda daha fazla su içmek gerekebilir.
  4. Sağlık Durumuna Göre: Bazı sağlık durumları veya ilaçlar, su ihtiyacını artırabilir veya azaltabilir. Örneğin ishal veya kabızlık durumlarında daha çok su içilmelidir.

Sıvı ihtiyacıyla su ihtiyacı birbirine karışmamalıdır. Belirtilen asgari su miktarı saf su için geçerlidir. Daha çok aktivite, daha çok terleme durumunda kaybedilen sıvı sulu yiyeceklerle desteklenmelidir. Örneğin cacık, meyve suyu, sulu yemekler, çay gibi. Ayrıca her bardak kahve için 1 bardak ekstra su içilmelidir. Her draje ilaç, her efervesan tablet için de 1’er bardak ekstra tüketilmelidir. Alkol tüketiminde de aynı kural geçerlidir. Her bardak alkollü içecekten sonra 2 katı kadar su tüketilmelidir.

Özetleyecek Olursak;

  • 50kg bir insan düşünelim. Vücudundaki sıvıyı muhafaza etmesi için gereksinimi 1500ml olacaktır.
  • Sabahları 1 efervesan, bir de mide hapı kullandığını varsayalım. 400ml daha.
  • Gün içinde 2 bardak kahve tüketiyor. 400ml daha.
  • Sonuç olarak gereksinimi 2300ml’dir. Bu çok ideal bir sayı; asgari düzey ve bu miktar arasında bir yerde olmanız sizin için yeterli olacaktır(1500-2300ml).

Aktivitelerde kaybedilen sıvının en basit karşılığı antrenman öncesi ve sonrası değişen kütlenizdir. Bunu her zaman ölçmek pratik olmayacağından, basitçe her yarım saat için 1 bardak su tüketebilirsiniz.

Su ile İlgili Bazı Önemli Notlar!

  • Su içerken mutlaka oturun. Bu sayede içtiğiniz su vücudunuza yayılabilecek zamanı bulacak, ayrıca midenizi de doldurarak iştahınızı kontrol altına almanıza yarayacaktır. Suyu ayakta içerseniz organlarınız faydalanamadan hızlıca idrarla atılacaktır.
  • İçtiğiniz su temiz olsun. Bu muhakkak pahalı markalardan su içmeniz gerektiği anlamına gelmiyor. Şebeke suyunuzu arıtarak tüketmeniz gayet de yeterli olacaktır.
  • Açlık hissettiğinizde 1-2 bardak su içmek sizi yanlış açlık alarmlarına karşı koruyacaktır. Hayvanların açlık-tokluk sinyallerinin karşılandığı beyindeki bölge aynıdır. Bu sebeple açlıkla tokluğu birbirine karıştırmanız doğaldır.
  • Evcil hayvanınızın mama ve su kabını ayrı yerlere koyun. Böylece o da yanlış sinyallere kapılmayacak ve su içmeye gittiğinde yemeği görüp ona yönelmeyecektir.
  • Yemek esnasında su içmeyin, yemekten 30dk önce ve 30dk sonra içmeniz mideniz için daha faydalı olacaktır.
  • Suyu cam şişelerde muhafaza edin ve Güneş’e maruz bırakmayın.
  • Suyu ılık tüketin. Soğuk veya sıcak tüketmek ayrı ayrı sendromlara davetiye çıkarabilir. Ayrıca böyle bir isteğiniz varsa bir uzmana danışmanızda fayda var.

Kullandığınız ilaçlar ve takviyeler böbreklerinizi yormadan size fayda etsin istiyorsanız bol bol su içmeyi, dengeli beslenmeyi ihmal etmeyin.

İlgili Araştırma ve Makaleler

https://www.bingol.edu.tr/documents/Yeti%C5%9Fkin%20Bireylerin%20S%C4%B1v%C4%B1%20t%C3%BCketim%20Durumu%20ve%20V%C3%BCcut%20Kompozisyonlar%C4%B1n%C4%B1n%20%C4%B0ncelenmesi.pdf

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/350727

https://dspace.trakya.edu.tr/xmlui/handle/trakya/1633

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu